6 Mart 2016 Pazar

RUHİ BOZUKLUK (psikoz, nevroz)

RUHİ hastalıklar, psikozlar ve nevrozlar olarak iki ana gruba ayrılabilir. Psikozlar; beyin hasarları veya işlev bozukluğu neticesi ortaya çıkar, ilâçlarla tedavi edilebilirler. Nevrozlar ise; ruhsal kökenli mekanizmaların ürünü olup, psikoterapik tedavilerle iyileştirilebilir.

PSİKOZLAR

Mani Durumu:

Hastanın tavır ve davranışlarında ani ve şaşırtıcı bir değişim olur. Uyku ihtiyacı duymaz, aşırı hareketlenir, gereksiz harcamalar yapar, neşelidir. Daha sonra yerinde duramaz hale gelir, herşeyi mümkün görür, şarkı söyler, bağırır-çağırır. Sözcük oyunları yapar, saçma lâflar eder. Herşey üzerine teoriler geliştirir,
kendinde yorgunluk hissetmez, yeme-içmeyi göz ardı eder. Buna "manyako depresif psikoz" denir. Bu durum birkaç ay sürebilir ve kendiliğinden geçebilir. Kadınlarda daha yaygındır ve genetik yatkınlık vardır.

Ağır Sabuklama Nöbeti:

Kişi kendini tehlikede hisseder. Bundan kurtulup kurtulamayacağını, bir komploya maruz kaldığını, bilinmeyen bir şeyden kaçıp kaçamayacağını, Tanrı'nın oğlu olduğunu kabul ettirip ettiremiyeceğini sorar. Dünya kendisine yabancılaşır. Halüsinasyon görebilir. Bu hâller, uyuşturucu (LSD) alanlarda da görülür.

Şizofreniler:

Özellikle 18 - 35 yaşlarında görülür. Büyük ihtimâlle genetik yatkınlık vardır. O tarihe kadar; derslerinde başarılı, hafif içine kapanık, ama sevimli bir gençtir. Sonraları, yakınlarını ve şahsi ihtiyaçlarını ihmâl eder. Odasına kapanır ve günlerce yataktan çıkmaz. Kendini kitap okumaya verir, şüpheci ve küstah olur. Bu tavırlarını izah edemez veya tutarsız bir şekilde izah eder.

Halüsinasyon olabilir, şahsiyet kaybedilir. Genel ilgisizlik, duygu yokluğu, duygusal soğukluk, sabuklamalar, taşkınlık, büyüklük ve şüphe düşünceleri ortaya çıkar.

İlâçlar bu belirtileri azaltır hattâ bir süreliğine ortadan kaldırabilir. Başlatıcı sebepler olarak; aşırı stres, terk edilme, ortam değişikliği, genel sevgi mahrumiyeti.

Şizofreniler, bir kadına karşılık 2-3 erkekte görülür. Erkeklerde, kadınlardan daha erken yaşta ortaya çıkar.

Şizofrenik olmayan kronik sabuklamalar:

35 - 40 yaşlarında ortaya çıkar. Toplumsal ve mesleki uyum yeteneklerini korurlar, konuşmaları tutarlıdır.

Paranoyak Sabuklamalar:

Kendini aşırı önemseyen, kanaatinde katı, başkalarına karşı büyük şüphe taşıyan kişilerde ortaya çıkar. Bu kişiler hep haklıdır, yargıları bazan kesin, fakat sıkça hatalıdır. Sabuklama, hasta tarafından gerçek, ama yanlış yorumlanan olgudan hareketle patlak verir ve oluşturduğu kanaati de hiçbir şey sarsmaz.

Kimi; kurbanı olduğu zararın telâfisini ister, kimi; kendine gizlice komplo hazırlandığına iknadır, kimi; aldatıldığı inancıyla eşine hayatı zehir eder. Ağır saldırgan davranışlar olabilir. İlâçlar etkisizdir.

Kronik Halüsinasyonlu Psikoz:

Özellikle kadınlarda 40 yaşından sonra görülür. Bir ses duyma veya insan görme klâsik halidir. "Yakınlarım kötülüğümü istiyor, bana düşmanlar" sabuklaması eşlik eder. Tedaviyi reddetmezse, ilâçlar etkilidir.

NEVROZLAR

Nevrozda, ruhi denge sınırlı ölçüde etkilenir. Kişilik dağılması olmaz, gerçekliği algılama temelden bozulmaz. Hasta biraz da kendini bilir yani durumundan haberdardır.

Kaygı Nevrozu:

"Panik nöbeti" veya "panik atak" da denir. Sık sık, kısa süre içinde ölme veya aklını kaybetme korkusunun eşlik ettiği yoğun kaygı durumudur. Bu durumu tetikleyici bir şart yoktur. Bazan kişi, kim olduğunu ve nerede bulunduğunu bilemez. Bu kaygıya; göğüs sıkışması, çarpıntı, kızarma veya sararma, terleme veya titreme, mide ağrısı, kusma, soluma güçlüğü ve idrara çıkma isteği refakat edebilir.

Panik atak, kadınlarda ağırlıktadır. Ayrı yaşayan veya boşanmışlarda, evlilerden daha fazla panik atak nöbetine rastlanır. Ayrıca toplumsal eğitim düzeyi düşük olanlarda daha fazla kaygı rahatsızlığı olur.

Bu vaziyet, kronik ve genelleşmiş kaygı nöbeti haline dönüşürse; kişinin toplumsal hayatı bozulabilir. Sakinleştirici ilâç verilebilir.

Fobili Kişilik ve Nevroz:

Başkalarıyla ilişki kurmaktan olabildiğince kaçınır. İlişkinin aleyhine olabileceğini düşünür. Ayrıca; kalabalık, büyük mekân, yükseklik, asansör, uçak, böcekten korkabilir. Bu haller, kişinin evden dışarı çıkmasını engelleyebilir.

Saplantılı Kişilik ve Nevroz:

Titiz, düzenli ve eli sıkıdır. Başkalarıyla ilişkilerinde ihtiyatlıdır. Evi terkederken, 'ocak açık mı?', 'kapı iyice kapandı mı?' gibi sık sık yaptığı kontrollerden kendisi de rahatsızlık duyar. 'Hastalık kapacağım' veya 'kirleneceğim' gibi saplantılar ileri vakalarda aşırı temizlik törenleri geliştirebilir. Yaptığının saçmalığını kendi de kabul eder.

İsterik Kişilik ve Nevroz:

Daha çok kadınlarda görülür. Etkiye açık, hoşa gitme, baştan çıkarma eğilimi, gösterişli ve değişken biçimde dile getirilen duygulardır. Nevroz yerleştiğinde, bedensel etkileri ortaya çıkar. Kasılma, uyuşmalar, felç, körlük, dilsizlik gibi. Hiçbiri organik kökenli değildir. Bu etkiler, nevrozu yatıştırma amacıyla, vücudun savunma mekanizmalarıdır.

DEPRESYON

Depresyonlar genel nüfusun yüzde onunda ortaya çıkar. Risk kadınlarda iki kat daha fazladır. Ayrı yaşayan ya da boşanmış kişilerde daha sık görülür.

Basit depresyon (tepkisel depresyon); kişiyi sarsıcı bir olayda (ölüm, yenilgi, felâket, sürmenaj, işten atılma, emekli olma gibi) ortaya çıkar ve hafif atlatılır. Nevrozlu depresyon ise 'çabuk incinen' kişilerde ortaya çıkabilir.

Depresyonun en ciddi biçimi ise "melankoli nöbeti"dir. İntihar riski taşır. Bu depresyon tipine giren kişi, birkaç gün içinde derin bir kedere gömülür. Bir eylemden sorumlu olduğunu, yaşamaya lâyık olmadığını, ailesini yıkıma sürüklediği gibi bastırılmaz bir duygu yaşar. Bu acıyı bastırmak için, ölmek dışında bir şey düşünmeyerek, bitkin halde ve konuşmadan oturur. Tedavi edilebilmektedir.