24 Şubat 2015 Salı

VÜCUTTA OLUŞAN APSELER

Vücudun herhangi bir yerinde, mikropların dokuları tahrip ederek yaptıkları şişliklere abse denir. Bu şişliklerin içinde daima cerahat maddesi bulunur. Cerahat ise, parçalanan ve ölmüş olan doku artıkları ile mikroplarla savaşmak için buraya gelen beyaz kan hücrelerinden ibarettir.

Toplu iğne başı büyüklüğünden çocuk başı büyüklüğüne kadar farklı çapta abseler, vücudun dış kısımlarında olabildikleri gibi organların içinde de yerleşebilirler. Bunlardan akciğer abseleri, karaciğer abseleri hayatı tehdit edecek ciddiyettedirler. Beyin abseleri bunların en tehlikelisidir. Bu abse şekilleri derhal hastane tedavisi ve ameliyat gerektirir.

Akciğer absesi, tüberküloz harici mikroplardan meydana gelir ve çok zaman zatürre veya müzmin bronş iltihaplarından sonra görülür. Nefes darlığı, öksürük ve yüksek ateşle, cerahatli bol balgam çıkarmakla kendini gösterir. Hastane tedavisi gerektirir.

Vücut dışında ve gözle görülebilen abseler daha az tehlikeli olmakla beraber, bazan yakınlarından geçen kan damarlarına açılarak “Septisemi” denilen ağır ve yüksek ateşli bir tabloya, beyin ve karaciğer abselerine sebep olabilirler. Bundan başka, abse
bölgesinden kopan ölü doku parçaları, hayati organları besleyen kan damarlarını tıkayarak felçlere ve ölümlere sebep olabilirler.


Abseler genel olarak tıpta iki gruba ayrılır. Birinci gruptakiler sıcak abselerdir. Bunlar vücudun yüzeyinde bulundukları zaman yapmış oldukları ağrı, zonklama şeklindeki sancı, derinin kızarıp morarması ve şişlikleriyle dikkat çekerler. Abse üzerine el konulduğunda sıcaklık hissedilir ve ağrı oluşur. Bazan bu abselerin ortası sarı ve cerahatla dolu bir manzara gösterir. Halk arasında “çıban” denilen sathi sıcak abselerin sebebi “stafilokok, streptokok” denilen tabiatta bol bulunan mikroplardır.

İkinci grupta soğuk abseler vardır. Soğuk abseyi oluşturan sebep çoğunlukla “tüberküloz” mikrobudur. Bu abseler ekseriyetle cilt altında bulunan lenf bezlerinden başlayarak sinsi bir şekilde gelişirler. El muayenesinde soğukturlar ağrı ve kızartı yapmazlar. Mantarlar da abseye sebep olabilirler...

TEDAVİ

Sıcak ve soğuk abselerin tedavileri birbirinden farklıdır. Sıcak abselerin açılması ne kadar gerekliyse, soğuk abselerin açılması da o kadar tehlikelidir. Sıcak abseler, çoğu zaman kendi kendilerine baş vererek patlarlar ve akarlar. Çok rahatsız eden ve patlamayan abseleri ufak bir cerrahi müdahele ile açmak gerekebilir. Doktor müdahalesi olmadan iğne, çakı vs ile abseyi patlatmamalıdır. Steril olmayan cisimlerle temas yeni sorunlar yaratabilir.

Abselerin yeni başladığı zamanlarda, “alkol veya tentürdiyot” pansumanı yapmak ve ağızdan “antibiyotik” almak, çoğu zaman absenin gerilemesini ve kaybolmasını sağlayabilir. Cerahat toplamış ve patlamış abseleri temiz tutmak şarttır. Absenin etrafı tentürdiyotla silinir. Patlamamış absenin üzerine antibiyotikli pomad sürülür, steril gazlı bezle kapatılır.

En uygunu absenin steril bir bisturi ile açılmasıdır. Açık abseler “oksijenli su” ile temizlenir ve üzerine “antiseptik” tozlar konur ve gazlı bezle kapatılır.


Soğuk abseler hiçbir zaman patlatılmaz ve açılmaz. Açılan abseler hiçbir zaman kapanmazlar ve aylarca akarlar. Bunların tedavisini tamamen cerrahın müdahelesine bırakmak lâzımdır. Burada genellikle tüberküloz tedavisine başvurulur. Mantarların yol açtığı abselerde de o mantara özgü özel pomadlarla tedavi edilir.